GLOBALIZATION: THE END OF NATION-STATES?

KÜRESELLEŞME: ULUS-DEVLETLERİN SONU MU?

GLOBALIZATION: THE END OF NATION-STATES?

 
Author : Ahmet MAZLUM    
Type :
Printing Year : 2024
Number : 58
Page : 1919-1934
DOI Number: :
Cite : Ahmet MAZLUM , (2024). GLOBALIZATION: THE END OF NATION-STATES?. International Journal Of Eurasia Social Sciences, 58, p. 1919-1934. Doi: 10.35826/ijoess.4517.
    


Summary

This study examines whether globalization has sought to weaken nation-states and explores its broader implications. Using a descriptive and eclectic approach, it acknowledges the ongoing debate surrounding globalization. This research proceeds with the understanding that the findings presented here will not definitively resolve the longstanding controversies surrounding globalization. The persistence of these debates is attributable to the fact that globalization has been one of the most contentious and polarizing issues of the contemporary era, particularly since the 1980s. The root cause of the controversy surrounding this issue lies in the adoption of neoliberal policies by Ronald Reagan in the US, Margaret Thatcher in the UK, and Turgut Özal in Turkey. The promotion of neoliberalism under the banner of globalization, coupled with the rise of postmodernism in academia, was undoubtedly a significant historical development, not a mere coincidence. Rather, it pertained to the evolutionary progress of the capitalist system. In light of these advancements, it is evident that the process will escalate. Consequently, a substantial body of research on globalization has been produced worldwide and within our own country. Much of the worldwide and domestic discourse is superficial, driven by allegiance and opposition rather than by scientific, academic, or intellectual concerns. This is because the subject matter is not theoretical but a lived reality, and the core arguments it advances in economic, political, social, and cultural realms are fundamentally paradoxical in relation to their practical consequences. The question of who gains from the issues and outcomes arising from social practices identifies the proponents, while the question of who loses identifies the opponents. A third group perceives globalization as a collection of opportunities, a rational reality that must be embraced, and maintains a neutral stance.



Keywords

Globalization, Nation-state, Poverty, Neo-Liberalism, Political fragmentation



Abstract

Bu çalışmanın amacı dünyada yaklaşık son kırk yıla damgasını vuran küreselleşme sürecinin, gerçekten ulus devletleri ortadan kaldırma, güçsüz hale getirme amacı taşıyıp taşımadığını ve bunun ötesinde başka sonuçlara yol açıp açmadığını irdelemektir. Bu irdeleme yapılırken betimsel ve eklektik (multidisipliner) bir yaklaşımla bütüncül bir sonuca ulaşılması hedeflenmiştir. Ortaya konulacak görüş ve sonuçların bu alandaki tartışmalara son vermeyeceği bilinciyle hareket edilmiştir. Bu tartışmaların son bulmayacak olmasının nedeni küreselleşme olgusunun/sürecinin yakın dönemin (1980 ve sonrası) en çok tartışılan, savunulan ve karşı çıkılan konularının başında geliyor olmasıdır. Konunun tartışmalı hale gelmesinin temel nedeni, ABD’de Ronald Reagan, İngiltere’de Margaret Thatcher, Türkiye’de Turgut Özal tarafından neo-liberal politikaların hayata geçirilmiş olmasıdır. Neo-liberalizmin küreselleşme adı altında dolaşıma sokulması, akademik dünyada post-modernizm tartışmalarının gündeme gelmesi elbetteki tarihsel rastlantılar zincirinin bir halkası değildi. Tam aksine kapitalist sistemin geçirdiği evrimsel gelişme ile ilgiliydi. Bu gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde, sürecin şiddetlenerek devam edeceğini öngörmek zor değildir. Bu bağlamda küreselleşme ile ilgili dünyada ve ülkemizde ciddi bir külliyatın oluştuğunu söylememiz mümkün. Dünyada ve ülkemizdeki tartışmaların önemli bir kısmı bilimsel, akademik ve entelektüel kaygılarla değil, yandaşlık ve karşıtlık dikotomisi üzerinden, derinliği olmayan sığ bir çerçevede yürütülmektedir. Bunun nedeni; konunun teorik olmaktan öte, yaşanılan bir süreç olması, ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel alanda öne sürdüğü temel argümanların, pratikte ortaya çıkardığı sonuçlar ile tamamen paradoksal bir nitelik taşımasıdır. Toplumsal yaşam pratiğinde karşılaşılan sorun ve sonuçların kime yarar sağladığı sorusu yandaş savunucuları, kimin aleyhine olduğu sorusunun cevabı karşıtları ortaya koymaktadır. Üçüncü kesim ise küreselleşmeye bir fırsatlar manzumesi, mutlaka yararlanılması gereken rasyonel bir gerçeklik olarak bakan, tutum olarak nötr kalmaya çalışanlardan oluşmaktadır.



Keywords

Küreselleşme, Ulus-Devlet, Yoksulluk, Neo-Liberalizm, Siyasal Parçalanma