MEVLANA VE ANADOLU İNSANCILIĞI

MEVLANA JALALUD-DIN RUMI AND ANATOLIAN HUMANISM

MEVLANA VE ANADOLU İNSANCILIĞI

 
Author : Orhan Özdemir    
Type :
Printing Year : 6
Number : 19
Page : 127-137
DOI Number: :
Cite : Orhan Özdemir , (6). MEVLANA VE ANADOLU İNSANCILIĞI. International Journal Of Eurasia Social Sciences, 19, p. 127-137. Doi: .
    


Summary
“İnsan”a yüklenen anlam, ilkçağlardan günümüze değişiklik göstermektedir. Antik Yunan filozofları, insanı her şeyin ölçüsü olarak görürken, bu anlayış, Ortaçağ Avrupa’sında insanın ancak öbür dünyada mutlu olabileceği düşüncesine indirgenmiştir. Her şeyden önce Tanrı’nın kulu olan insan, ancak 14. yüzyılda İtalya’da önce bir edebiyat akımı olarak ortaya çıkan hümanizm düşüncesiyle kendi bireysel gücünü ve yeteneğini tartışmaya başlamıştır. Hümanizmin İtalya’da bir edebiyat akımı olarak ortaya çıkmış olmasına karşın, 13. yüzyılda Anadolu’da Türk-İslam geleneği içinde ortaya çıkan tasavvuf düşüncesinde de insanın önemine vurgu yapılmaktadır. Sufiliğin ve tasavvufun insanı ele alışı, Antik Yunan’ın insanı yücelten kültürel mirasından yalnızca Avrupalıların değil, İslamiyeti benimsemiş başka ulusların da yararlandığını ortaya koymaktadır. Bunun en açık kanıtı, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin düşünceleridir. Mevlana Celaleddin-i Rumi, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde ortaya koyduğu eserlerinde insanı en yüce değer saymakta ve tüm insanlığı kucaklayan görüşlere yer vermektedir. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, kimi yazar ve araştırmacılar, Atatürk’ün “Anadolu’daki bütün kültürler bizimdir” görüşüne dayanarak “Anadolu hümanizmi” düşüncesine içerik kazandırmaya çalışmıştır. Antik Yunanlılar da dâhil olmak üzere, Anadolu’da yaşamış bütün uygarlıklar, Anadolu insancılığının kaynakları olmaktadır. Mevlana da bu mirastan yararlanmıştır. Mevlana’nın tüm insanlığı kucaklayan düşünceleri, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözleri ile desteklenmektedir.

Keywords
Anadolu, insancılık, Mevlana,

Abstract
The meaning attributed to the term “human” has been varying since the ancient times. While the ancient Greek philosophers were considering human as the criterion for everything, this understanding was reduced to the belief that human could only be happy in the after death life by the Medieval European people. Only in the14th century in Italy did the human who was the servant for the God begin to discuss his individual power through the humanism, which emerged as a literary movement. In the 13th century, there is an emphasis on the importance of human in the Sufism, which arose, in the Turkish Islamic tradition. This approach indicates that the ancient Greek cultural heritage was adopted not only by the Europeans but also by the Islam. Its most outstanding representative is Mevlana who considers human to be the highest value and embraces the whole humanity. After the foundation of Turkish Republic, the scholars tried to praise Anatolian Humanism relying on the view that all the cultures in Anatolia belong to us. The ideas of Mevlana and M.K.Ataturk’s words, “Peace at home peace in the world” might contribute

Keywords
Anatolia, humanism, Mevlana