Mekân, fiziksel tanımlamaların ötesinde gündelik hayat pratikleriyle sürekli şekillenen ve kendini tekrar inşa eden bir yapıdır. Bu çalışmada, mekânın önceden tanımlanmış ve ortaya konmuş fiziksel sınırlarının yanında; bireyin gündelik hayat pratiklerinin devingen, dinamik, esnek bir mekân oluşturma potansiyeli çay bahçeleri üzerinden ölçülecektir. Türk toplumu içerisinde geçmişten bugüne sahip olduğu kültürel ve sembolik değeriyle birlikte; çay bahçelerinin insanların günlük yaşam akışı içindeki çeşitli etkinliklerini gerçekleştirdiği, bütünleştirici ve eşitlikçi bir sosyal ortam sunmasıyla kültürümüze özgü benzersiz bir mekân yarattığı düşünülmektedir. Bu bağlamda, toplumun her katmanından insanın bir araya gelebildiği toplumsal alan haline gelen çay bahçelerinin mekânsal anlamda incelenmesi ve gündelik hayat içindeki yerinin yeniden değerlendirilmesi önemli bir konu haline gelmektedir. Bu çerçevede çalışma İstanbul’un en eski ve en bilinen çay bahçelerinden biri olan İstanbul Moda Aile Çay Bahçesi’ni ele alacaktır. Çalışmanın kapsamında gündelik hayat içerisindeki mekânsal pratiklerin çözümlenmesinde Lefebvre’den çıkarım yapılan “eşitleyici, gündelik hayat, mekân üretimi, toplumsal ilişkiler ve bir arada olma” kriterleri üzerinden bir analiz hedeflenmiştir. Çalışma ağırlıklı olarak kuramsal bir tartışma çerçevesinde mekâna bakmakta ve bu doğrultuda elde edilen mekânsal veriler Moda Aile Çay Bahçesi özelinde değerlendirilerek bir sonuca ulaşılmaktadır. Gözlem tekniği kullanılarak gerçekleştirilen saha çalışmasından elde edilen ampirik bulgular aracılığıyla, gündelik hayatın oluşumunu destekleyen kentsel mekânın deneyimlenmesine ve mekânsal pratiklerin belirlenmesi üzerine odaklanılmaktadır.
Türk çay bahçeleri, kamusal alan, toplumsal alan, gündelik hayat pratikleri