Abstract


ÇEVRESEL KRİZLERİN YÖNETİMİNDE DERİN EKOLOJİ HAREKETİ VARSAYIMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Derin ekoloji, insanı içinde yaşadığı doğa ile ayırmayan ve eşit gören, insanın doğaya üstünlüğünü kabul etmeyen bir felsefi düşüncedir. Doğa ile insanı “bir ve bütün” olarak ele almasıyla manevi boyutu fazla olan bir hareket olarak da nitelendirilmektedir. İnsana, doğaya, topluma, devlete, hiyerarşiye, tüketime bakışında oldukça keskin ve net hatları olan bu felsefi düşüncenin, çevresel krizlerin çözümü noktasında bakış açısının ve etkisinin ne olacağı bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla derin ekolojinin varsayımlarının teorik açıdan tek tek incelenmeye çalışılması önemlidir. Bu noktada derin ekolojinin doğayı ve tabiattaki diğer canlıları insanın karşısında hizmetkâr olarak değil de birbirlerini tamamlayan bir yapbozun parçaları gibi ele alması, hiyerarşik bir yapıyı kesinlikle kabul etmeyerek, güç ve iktidarın parçalı halini öne çıkarması, kültürel ve toplumsal çeşitlilik ile işbirliğinin hakim olduğu çoğulcu yapıyı desteklemesi, üzerinde düşünülmesi gereken hususlardır. Doğadaki çeşitliliği korumak temel felsefesiyle, insanoğlu hayatta kalabileceği ölçüyle yetinmeli ve ihtiyacından fazla tüketimi kesinlikle reddetmeli görüşü hakim düşüncedir. Daha fazla tüketimin daha fazla üretimi gerekli kıldığı, her bir üretimin de doğada var olan hammaddeleri yok ettiği, sınırlı ve sonlu olan kaynakları tükettiği anlayışından yola çıkarak yolun sonunun yeni kaynak arayışına çıkacağının altı çizilmektedir. Yeni kaynak arayışı ise çevresel tahribatın en önemli etkenlerinden birini teşkil etmektedir. Oldukça keskin hatlara sahip olan derin ekoloji hareketinin öne sürdüğü bu görüşlerin günümüz çevresel krizlerin sebebi ya da sonucu noktasında nasıl bir etkide bulunacağı, bu düşüncenin varsayımları üzerinden irdelenmeye çalışılmıştır. Tüketim ve tüketime ilişkin algının günümüz çevresel krizlerinin temel nedeni olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. İnsanı tabiattaki diğer canlılardan ayrı ve üstün tutarak hep tüketmeye yönelik bir varlık olarak gören algı terkedilmediği sürece çevresel tehditlerin bertaraf edilmesi mümkün görünmemektedir.



Keywords

Derin ekoloji, sığ ekoloji, çevresel kriz





References