Abstract


AYLA KUTLU’NUN EMİR BEY’İN KIZLARI ROMANINDA KADININ DEĞİŞEN KİMLİĞİ
Ayla Kutlu hikâye ve romanlarında kadın sorunsalına yoğunlaşan, kadın bakış açısını en etkili şekilde kullanan yazarlar arasındadır. Kutlu’nun özgünlüğü, kadını içinde yaşadığı toplumdan ve tarihsel kesitten ayırmaksızın, ait olduğu bağlamın içine yerleştirmesidir. Böylelikle, kadını soyut söylemlerin içinde yitip gitmekten kurtardığı gibi, çok önem verdiği toplumsal değişimlerin seyrini de daha berrak bir aynada aksettirir. Emir Bey’in Kızları (Bir Göçmen Kuştu O 2) (1998) bu açıdan dikkate değerdir. Çalışmamızın amacı, bu romandan yola çıkarak Ayla Kutlu’nun tarihsel perspektifi gözden kaçırmadan çizdiği kurmaca gerçeklik içinde kadının değişen kimliğini ortaya koymak, modernleşmenin Türk edebiyatındaki yansımalarını irdelemek, aydın kadın kimliğininin toplumsal karşılığını çözümlemektir. Romanın merkezinde, kısaca Leyla diye çağrılan Eyyübe Cevahir Yeşil Leyla vardır. Ayla Kutlu, Türk toplumunda kadının değişen kimliğini Leyla ile görünür kılar. Leyla, geniş bir ailenin bütün bir hayat dökümünü kendi kişiliğinde toplayan son ferdi, iki annenin sentezidir. Nevnihal’le Gülhayat’ın toplumdaki yarım kalmışlıkları Leyla’da bütünlenir. Ablası Hüsra, adının çağrıştırdığı gibi, rehbersiz çıktığı hayat yolunda hüsrana uğramış bir karakterdir. Emir Bey’in büyük kızı Hüsra; sınırlı görüş açısı, güçsüzlüğü, soğukluğu ve iradesizliğiyle “iki bin yıl öncesine ait bir Assur güzeli”dir; eski zamanlara aittir. Küçük kızı Leyla ise kültürü, idealistliği, özgürlüğe olan düşkünlüğü, sağlam kişiliği ve iradesiyle, hayata karşı verdiği mücadeleyi bedeli ağır olsa da kazanmıştır ve bu özelliklerinin kazandırdığı kimliğiyle yeni zamanların kadınıdır. Emir Bey’in romandaki işlevi, bu dört kadının hayatını birleştiren bir eksen olmasıdır.

Keywords
Ayla Kutlu, Emir Bey’in Kızları, kadın, roman.



References